Öğretmenle Röportaj

ogrtmenle-roportaj24 Kasım Öğretmenler Günü’nü kutladık. Topluma ışık tutan, geleceğe yön veren öğretmenlerimiz bizim için çok önemli. Biz de öğretmenlerimizden ve Renkli Kalemler gönüllülerimizden Emine Öztopçu ile hem kendi öğretmenlik yaşamı, hem de öğretmenlik mesleği üzerine bir röportaj yaptık.

Branşınız nedir?

Ben Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeniyim.

Hangi okuldan mezun oldunuz?

Ankara Üniversitesi, Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi mezunuyum.

Neden öğretmenliği seçtiniz? Meslekteki amaçlarınız nelerdi? Bunların ne kadarını gerçekleştirebildiniz?

Eğitim benim için çok önemli ve herkesin iyi bir eğitimci olacağını ve sağlıklı nesiller yetiştirebileceğini düşünmüyorum; çünkü bu çok önemli bir durum. Ben öğretmenliğe daha ilkokulda okurken karar vermiştim ve bu konuda iyi olduğumu düşünüyorum ve istediklerimi yaptığıma inanıyorum. Öğrencilerinizle diyaloğunuzun iyi olduğuna inanıyor musunuz? Öğrencilerimle muhteşem bir diyaloğum oldu ve hala devam ediyor. Yıllar önce mezun olmuş öğrencilerimle bile görüşüyorum.

İlgi alanlarınız nelerdir? Nelerle uğraşırsınız?

Seyahat etmeyi, gittiğim yerleri en iyi şekilde öğrenmeyi, kitap okumayı, sinema ve operayı çok seviyorum. Bir öğretmen olarak hayatta en çok korktuğunuz şey nedir? En korktuğum şey haksızlıkları görmek, şahit olmak ama engelleyememektir.

Birilerinin bilmediği bir şeyi ilk kez sizden duymaları nasıl bir duygu?

Muhteşem bir duygu. İlk defa duydukları bir şeyin mimiklerine yansıması derse ilgi duyduklarının bir göstergesi oluyor. Ben de bunu gördüğümde çok mutlu oluyorum.

Sizi ve dersin gidişatını en zora sokan öğrenciyi nasıl ifade edersiniz?

Öğrencileri belli bir kalıbın içine sokmak çok doğru değil. Farklı öğrenci profillerinin olması mozaik zenginliğidir. Çok hareketli öğrenciler, öğrenme sürecini ne denli etkiliyorsa, içine kapanık öğrenciler de o denli sıkıntılıdır. Bu nedenle sınıf içinde ortak bir nokta bulmak gerekiyor. Hemen herkesin çocukluk rüyası öğretmen olmak, en azından insanlar sorunca öyle söylerler, öğretmen ya da doktor.

Sizin hikâyeniz nasıl gelişti öğretmenlik yolunda?

Daha önce de söylediğim gibi ben ilkokuldayken öğretmen olmaya karar vermiştim. Benim öğretmenim yazar Gülten Dayıoğlu’ydu ve çok müşfik bir öğretmendi. Bize davranışları mükemmeldi ve ben de öğretmenim gibi öğretmen olacağım derdim. Olduğumu da düşünüyorum.

Sizce öğrenci olmak mı daha zor yoksa öğretmen olmak mı?

Öğretmen olmak daha zor diye düşünüyorum; çünkü öğretmen olarak rol model oluyorsunuz. Bu nedenle de hata yapmak gibi bir lükse sahip değilsiniz. Çünkü göz önündesiniz, çok dikkatli olmanız gerekiyor.

‘Not’ meselesine nasıl bakıyorsunuz?Yüz alan öğrenci ve zayıf almış bir öğrenciye bakış açınız nedir?

Ben öğrencilerimi notla hiç ölçmedim. Çünkü bu değişebilir. Sürekli iyi not alan bir öğrencimin bilgi bakımından ezber yaptığı için çok zayıf, düşük not alan öğrencimin ise bilgi bakımından çok donanımlı olduğuna şahit oldum.

Öğrencilerinizin sorduğu bir soru hakkında bilgi sahibi değilseniz, nasıl davranırsınız?

Bilmediğimi samimiyetle ifade ederim. “Ben araştıracağım, siz de araştırın bakalım neymiş birlikte öğrenelim.” derim. Öğretmenler gününüz kutlu olsun. Bize vakit ayırdığınız için teşekkür ederiz. Çok teşekkür ederim. Bu söyleşiden çok mutlu olduğumu ifade etmek isterim.