Van’ın Gölü üzerindeki tarihi kilise inanç turizminin önemli değerlerinden olan Akdamar Adası, tarihi ve efsaneleriyle yerli ve yabancı turistlerin ilgi odağı oluyor. Birlikte bu tarihi kilisenin tarihine tanık olalım.
Geniş bir tarihe sahip olan Akdamar kilisesi, Akdamar Adası’nda yer alır. Kudüs’ten İran’a kaçırılan hakiki haçın bir parçasını bulundurmak amacıyla Kral 1. Gagik’in buyruğu ile 915-921 yıllarında Mimar Manuel tarafından inşa edilmiştir. Kilisenin dış cephesi alçak rölyef şeklinde işlenmiş kutsal kitaptan alınma sahneleriyle büyük bir anlam taşır. Doğudaki başka Ermeni Anıtı ile birlikte Akdamar Kilisesi’nin de yıkım kararı alınmıştır. 25 Haziran 1951’de o dönemin genç bir gazetecisi olan Yaşar Kemal’in müdahalesiyle durdurulmuştur. Böylece bu tarihi yapı günümüze kadar gelmiştir.
Van ve Bitlis illeri arasında yer alan Van Gölü’nde bulunan Akdamar Adası’nın efsanesine bakalım:
Bu adada yaşayan Ermeni keşişin Tamara adında bir kızı vardır. Adanın çevresindeki köylerde çoban olan bir genç bu kıza aşık olur. Genç, Tamara ile buluşmak için her gece adaya yüzer. Tamara da gece karanlığında ona yerini belli etmek için fenerle bekler. Bundan haberdar olan keşiş gece olduğunda elinde fenerle adanın kıyısına gider ve sürekli yer değiştirerek gencin oradan oraya yüzmesini sağlar. Gücü tükenmeye başlayan genç “Ah Tamara, Ah Tamara!” diye haykırır ve boğularak ölür. Bunu duyan Tamara da kendisini gölün sularına bırakır. O günden sonra adanın adı Ah Tamara’dan Akdamar’a dönüşmüştür.