Ülkemizde basılan kitap sayısı her geçen gün artıyor. Peki, okuma oranları nedir? İnsanlar kitap okuyor mu? Peki, çocuklara kitabı nasıl sevdiririz? Hepsini değerli öğretmenimiz Özen ÖNEM ile konuştuk. Kitap üzerine renkli bir söyleşi sizi bekliyor.
Kısaca kendinizi tanıtır mısınız?
Ben Özen ÖNEM. İzmir 9 Eylül Üniversitesi Buca Eğitim Fakültesi Türkçe Öğretmenliği mezunuyum. 2005 yılında mezun oldum. Mezun olur olmaz Iğdır Kervansaray İlköğretim Okulu’nda göreve başladım. 13 senedir Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde ortaokulda Türkçe öğretmeni olarak görev yapıyorum.
Sizce kitap okumanın eğitime, anlama ve kavrama becerilerinin gelişmesine katkısı nedir?
Kitap bize bilgi sunar, edindiğimiz bilgileri eleştirel bir bakış açısıyla yorumlayıp hayatımıza uyarlamak bizim görevimizdir. Okuyan insanın hayal dünyası gelişmiş olur. Olaylara farklı bakış açıları ile yaklaşıp kolay çözümler üretebilir. Okudukça anlama becerimiz artar bu da kişisel gelişimimizi olumlu yönde etkiler. Okuyan insan kültür, eğitim ve ahlaki değerler bakımından da gelişen insandır.
Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü’nün (UNESCO) verilerine göre Türkiye, kitap okuma oranında dünyada 86. sırada, yoksul Afrika ülkeleriyle aynı kategoride. TÜİK’e göre ise Türkiye’de kitap, ihtiyaç listesinin 235. sırasında yer alıyor. Dünyada kitap için kişi başına harcanan para ortalama 1,3 dolarken, Türkiye’de çeyrek dolar.
Sizce neden Türkiye’de kitap okuma oranı neden bu kadar düşük? Siz bir eğitimci olarak öğrencilerinize kitap okuma alışkanlığı kazandırmak için hangi yöntemleri tercih ediyorsunuz?
Öncelikle sorduğun soru ile benim de içimde yara olan bir konuya parmak bastın. Kitap okumak asla zorlama ile kazandırılabilecek bir davranış değildir. Bu bakımdan öğrencilerime seviyelerine ve yaşlarına uygun, onların ilgilerini çekebilecek kitaplar tavsiye ediyorum. Eğer küçük yaşta insanlara okuma bilinci ve sevgisi kazandırabilirsek umuyorum ileride böyle bir sorun yaşamayacağız. Öğrencilerimin sevdiği, ilgi duyduğu kitapları özgürce okuyup yorumlayabilmeleri benim için çok önemli. Onlara okuma zevki aşılamak için bazı derslerimi kitap tanıtımına ayırıyorum. Bunun yanında, sevdikleri kitapları sınıfta arkadaşlarına tanıtmalarına izin veriyorum. Kitabın bizim için önemini ve değerini her fırsatta dile getirmeye çalışıyorum. Bizler okuma konusunda Atatürk’ü örnek almalıyız. Çünkü o hiçbir koşulda kitaplardan ayrı düşmemiştir. Savaşın en yoğun olduğu yıllarda bile çok okuyarak, okumanın ne denli önemli olduğunu bizlere göstermiştir. Ümit ediyorum ki gelecek, gençliğimiz için daha aydınlık olacak.
Kitap okuma konusunda ailelerin çocuklarına karşı davranışları ve teşvik etme şekli nasıl olmalıdır?
Öncelikle aileler çocuklarını baskı altına almamalıdır. Ona okumayı sevdirebilecek etkinlikler yaptırmalıdır. Akşamları düzenli olarak, ailecek okuma saati yapılabilir. Tüm aile aynı kitabı okuduktan sonra duygu ve düşüncelerini paylaşabilirler. Kendi aldıkları kitapları okumaya zorlamak yerine, çocuklarının kendi kitaplarını seçmesine izin verebilirler. Ama her şeyden öte, kitabı ve okumayı sevmeyi, örnek bireyler olarak öğretmeliler.
Sizce televizyon, telefon, bilgisayar ve sosyal medyanın kitap okumaya olumsuz etkileri nelerdir?
Okuduğumuzda hayal gücümüzle kurguladığımız dünyayı hiçbir teknolojik alet bize sunamaz. Teknolojik aletler kısa yoldan ve kolaycı bir yaklaşımla hayatı üstünkörü öğretirken kitapla gerçek duyguları olduğu gibi yaşama imkânı sunar. Bence televizyon, telefon ve bilgisayar öğrenciler için cazip yanlarını kullanarak okuma saatlerini çalan bir hırsızdır. Teknolojiye tamamen karşı olmasam da insanları hayattan mahrum bıraktığı için üzgünüm.
Bize zaman ayırıp, değerli düşüncelerinizi paylaştığınız için çok teşekkür ederiz.